-
1 kararsız
1) непостоя́нный, неусто́йчивый, изме́нчивый, неопределённый2) нереши́тельный; коле́блющийсяkararsız adam — нереши́тельный челове́к
- da kararsız olmak — колеба́ться; не реша́ться на что
См. также в других словарях:
ŞÜHUS — Yüksek olmak. * Bir yerden bir yere gitmek. * Gözünü bir yere dikip hareket ettirmeden ve kapağını açıp yummadan durmak. * Bir hâdisenin meydana gelmesinden dolayı acı çekip kararsız olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bocalamak — nsz 1) Gemi rüzgâra karşı gidemeyerek sürüklenmek 2) mec. Bir işte tutulması gereken yolu kestirememek, ne yapacağını bilememek, kararsız olmak İçinde bocaladığı bunalımın korkuya, çok benzediğini, bunun da komik bir şey olduğunu anlayamıyordu. T … Çağatay Osmanlı Sözlük
ikirciklenmek — nsz 1) İşkillenmek, kuşkulanmak 2) Kararsız olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEAKKUM — Tereddüt etmek, kararsız olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
karmakarışık — sf., ğı 1) Dağınık, düzensiz, çok karışık Taranmamış, karmakarışık kumral saçları, kocaman bir ağzı, fevkalade muntazam ve güzel dişleri vardı. S. F. Abasıyanık 2) mec. Huzursuz, kararsız, karmaşık Başımın içinde bir sis ve hep ona bağlı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
CENB — Yan taraf. Koltuk altının aşağısı. * Def etmek, kovmak. * Müştak olmak. * Bir yere gitmek için bir yere inmek. * Birisinin sevdiğinden dolayı kararsız ve muztarib bulunmak. * Büyük ve çok olan. * Engin taraf. * Şetmetmek, söğmek. (L.R … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CİSMANİYET — Cismânilik. Maddi beden sahibi olmak hâli.(Sual : Kusurlu, noksaniyetli, mütegayyir, kararsız, elemli cismaniyetin, ebediyetle ve cennetle ne alâkası var? Madem, ruhun âli lezâizi vardır; ona kâfidir. Lezaiz i cismaniye için bir haşr i cismâni… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük